5 Nisan 2012 Perşembe

CANIM YALNIZCA SEVMEK İSTİYOR SENİ...

Canım yalnızca sevmek istiyor seni. Unutup, tekrar hatırladığım çok sevdiğim bir şarkıyı hiç bıkmadan defalarca ara vermeden içten içe mırıldanıp zamandan koparıp alır gibi..

Canım yalnızca sevmek istiyor seni. Saçlarını yüzünden ayırıp, gözlerini kirpiklerinden, ellerini bileklerinden, ismini bedeninden ayırıp, ayrı ayrı bir evin odalarını gezer gibi, keşfeder gibi, ilk kez ve merakla ve hayranlıkla, bir kırmızının detayında dakikalarca takılıp bakar gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni..

Canım yalnızca sevmek istiyor seni, nereye varacağını bilmediğim bir kaçamak yolculuğa, sırf aklıma esti diye, sevdiğim hiçbir eşyayı almadan yanıma çıkar gibi..Süregelen bir sevgiyle değil, öğretilmemiş, bilmediğimiz biçimlerde, kuşların kanatlarını açıp, özgürlüğe süzülmesine yarayan içgüdüleriyle, içimden geldiği gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni.Tarifsiz bir hisle sevmek istiyorum seni.


Tatlı, ekşi ya da tuzlu değil, bilmediğim bir tatla, bir duyguyla.Öyle, bir meyvenin tadını alır, bir kitabın adını okur gibi değil; bir yaz günü tenine vuran sıcaklığı gibi güneşin, serin bir akşamın denizden esen rüzgarıyla içine işlediği yosun kokuları gibi, anlatamadığın ama bırakmak istemediğin, bitmesini istemedigin bir hisle..


CANIM YALNIZCA SEVMEK İSTİYOR SENİ..
NE UMUT ETMEK, NE DE BEKLEMEK.. BASKA HİÇBİR ŞEY..

Can Yücel

2 Nisan 2012 Pazartesi

Hayal...

Bir hayal gibiydin Sen.Belki de gözlerim açık gördüğüm bir rüya...Ben mi o rüyayı görmek istedim,yoksa benim rüyamın başrolüne mi denk geldin bilmiyorum..Büyük bir yangın sonrası,yaralar iyileşmeden,yanıklar kapanmadan ama kül olmuşken herşey gelen rüzgar gibiydin.Esintinle yaysanda yangın kokusunu umut veriyordun kalbime.İyi gelmiştin,iyiki gelmiştin...Çok hızlı geçti senli saniyeler, dakikalar, günler ,aylar...Yok oldu zaman kavramı.Sesini sesime karıştırmıştım bi kere.Küllerimden yeniden doğmak için o kadar uğraşmıştım uzun zaman...Sonunda olmuştu...Hazırlıksız geldin ,beklenmeyen bir mevsimde,beklenmeden gelendin...İçimin açılabileceğini gösterdin bana,içimi açtım vakitsiz belki ama istekli...Sahipsizdim,sahiplendin...Dokunsan kırılacaktım,dokunmadın yinede kırıldım...

Bir hayal gibi gittin sonra...Hatta arkandan el bile sallamadım ben.Sen mi düşümü terk ettin ben mi bu hayal sona ersin diye açtım gözlerimi bilmiyorum...Büyük bir ateşin üzerine dökülmüş soğuk bir su gibiydin..Yangınlar bir anda çıkar bilirsin, alev hemen sarar hertarafı ve etkisi de büyük olur...Söndürdün o ateşi ...Sesin sustu ...Bilemedin  kırmamayı beni...Yere düşürmek  istemedin belki ama taşımak da ağır geldi belki....Bir sözünle kırılabileceğimi hesaba katmadın...Durmadım sonra duramadım,kaçasım geldi...Yangın yerinden kaçmak gibiydi ya da duman üstüme sinmesin istedim...Sinmişti çoktan...
Her şeyi unutturacak kadar bir anda, keyifle gelmiştin de gelmesine, şimdi seni unutturmak için ne yapmalı bu bünye ye?